top of page

SöyleÅŸi:Ekofobiyi AÅŸmak

Ekofobiyi AÅŸmak.kapak.jpg

Ebeveyn Destek olarak David Sobel tarafından kaleme alınan Ekofobiyi AÅŸmak kitabını ve “ekofobi” kavramını Yeni Ä°nsan Yayınevi’nden Aytaç Timur’la konuÅŸtuk.

​

Ebeveyn Destek: Sohbetimize baÅŸlarken “ekofobi” kavramını siz nasıl tanımlarsınız? Kitapta nasıl tanımlanıyor ve neden “ekofobi” kavramını konuÅŸmamız gerekiyor?

 

Aytaç Timur: Gün geçtikçe ekolojik problemler hayatımızın kılcallarına sızıyor. Bugün, AÄŸustos 2021’de Marmaris’te bir orman yangını çıktı. Bu orman yangınına Marmarisliler, oraya tatile gidenler, 2 yaşındaki bir çocuktan 20-23 yaÅŸlarındaki gençlere kadar herkes tanık oldu. Öte kıyıda Karadeniz’de sel taÅŸkınları oldu, 2 yaşında bir çocuÄŸu annesi selden kaçırdı. Artık tüm yaÅŸ grupları ekolojik problemlerle yüzleÅŸiyor, bu problemlere tanık oluyor. O zaman da bu ekolojik problemleri öÄŸrenmek istiyor. Mesele ÅŸu ki, bu insanlarla bu problem nasıl paylaşılacak? Nasıl bir dil kullanılacak?  David Sobel’in ortaya attığı “ekofobi” kavramı bu meseleye odaklanıyor. Çünkü modern anlamda eÄŸitim sürekli bir dayatma içeriyor: öÄŸrenmelisin diyor.

Malum matematikte, edebiyatta bir kriz var, bunlardan ders alarak ekoloji eÄŸitimi nasıl olacak? David Sobel “ekofobi” kavramını ortaya atarken, "biz ekoloji konularını yaÅŸ gruplarına göre vermeliyiz” diyor. “ÖrneÄŸin, siz ilkokul 2. sınıfa giden 8 yaşında bir insana Amazon Ormanlarını anlatırsanız, Amazon Ormanları onun için Yüzüklerin Efendisi filmindeki Hobbitler kadar fantastik ve uzak kalacaktır ve ne yazık ki öÄŸrencinin zihni ile artık temas edemez” diyor. “Temas edemediÄŸi için de ötekileÅŸtirir ve onun anlam dünyasında hiçbir iz bırakmaz” diyor.  Peki ne yapılabilir? Ä°lkokul 2. sınıftaki bir öÄŸrenciyle çevresindeki sulak alanlarla ilgili konuÅŸulabilir. Biz ÅŸu anda Ä°stanbul’da yaşıyoruz; BoÄŸaziçi’nin balıkları konuÅŸulabilir, Marmara’daki müsilaj konuÅŸulabilir. Bu öÄŸrenci ortaokula geldiÄŸi zaman yangın meselesine geçiÅŸ yapılabilir.  Çünkü artık 12-13 yaşındaki bir insan içtiÄŸi bir meÅŸrubatın ÅŸiÅŸesini ormana atarak yangın çıkartma potansiyeli olan bir yaÅŸa ya da tersten bir seferberlikle ormandaki ÅŸiÅŸeleri toplayabilecek yaÅŸa gelmiÅŸ olur. Ama bir lise öÄŸrencisine iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinden söz edebiliriz.  Çünkü son 3 yıldır iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle ilgili dünyada en büyük farkındalığı yaratan Greta 15 yaşındaydı ve lise öÄŸrencisiydi.

 

Ebeveyn Destek: Kitap, çocuÄŸu karşılaÅŸtığı sorunlarla baÅŸ baÅŸa ve çaresiz bırakmama hâlinden söz ediyor. Ebeveynler olarak çocuÄŸa bu çaresizlik hissini vermeden günlük pratikte atabileceÄŸimiz küçük adımlar neler olabilir? ÖrneÄŸin, Ä°stanbul’da yaÅŸayan bir ebeveyn küçük yaÅŸtaki çocuÄŸuyla müsilajla karşılaÅŸtığında bunu çocuÄŸuyla nasıl konuÅŸabilir? ÖrneÄŸin, bana müsilajdan ilk kez 9 yaşındaki çocuÄŸum söz etti. KurbaÄŸalıdere’de görmüÅŸ ve beni de götürüp gösterdi. Burada ebeveyn ve çocuk birlikte atabilecekleri adımları nasıl planlasınlar? Biliyoruz ki müsilaj bir sonuç, birçok sorunun sonucu. Çocuk burada yine kendini dışarıda hissedebilir. Çünkü baÅŸkalarının yaptığı ya da yapmadığı eylemlerin sonucunu yaşıyor. Åžimdi burada ebeveyn ne yapsın?

 

Aytaç Timur: Aristoteles “Ä°nsanlar doÄŸası gereÄŸi bilmeyi ister.” demiÅŸ. Yeni Ä°nsan Yayınevi olarak eÄŸitimde odaklandığımız nokta iÅŸte bu taleptir. Bilmeyi istemek yani merak, bizim için öÄŸrenmenin kapısıdır. Sizin çocuÄŸunuz müsilajı görmüÅŸ ve öÄŸrenmek istemiÅŸ. Bize kalırsa ebeveynin yapması gereken o müsilajı o genç arkadaÅŸla birlikte öÄŸrenmeye çalışmak deÄŸildir. Bence ÅŸöyle bir yükümlülüÄŸü yok ebeveynin, önce öÄŸrenip sonra anlatmak… Ivan Illach buna “vernaculaire” diyor. Tam Türkçe karşılığını bulamadık biz de Yeni Ä°nsan Yayınevi olarak ama çok seviyoruz bu terimi. Ebeveynin öÄŸretmen olma gibi bir sorumluluÄŸu ve hatta yetkinliÄŸi yok. Birlikte öÄŸrenmek elbette mümkün. ÖÄŸreneceÄŸi kaynaklar konusunda yönlendirme yapmak ya da benim bunu bilen bir arkadaşım var gidip onunla konuÅŸalım demek... Çünkü burada kapı açılmış, öÄŸrenci müsilajı merak ediyor. Müsilajın neden oluÅŸtuÄŸunu öÄŸrenmeye baÅŸladığında “ekoloji” kavramının da içine girmiÅŸ oluyor. Belki sonra bunu arkadaÅŸlarıyla paylaÅŸacak, belki sonra okulda bununla ilgili gazete çıkartacak, belki sosyal medyada bunu gündeme getirecek... Artık sonrası ona kalmış. Belki sadece öÄŸrenip geçecek. Yeni Ä°nsan Yayınevi olarak bizi pek çok okuldan çağırıyorlar ve pek çok yaÅŸ grubundan arkadaÅŸla konuÅŸuyoruz bu meseleleri. ÖrneÄŸin, ortaokul öÄŸrencileriyle lüfer meselesini konuÅŸtuÄŸumuzda tamamının bu konuyu evlerine taşıdığını, artık evlerine lüfer girmediÄŸini dönem içinde devam eden buluÅŸmalarda öÄŸreniyoruz. Ya da ilkokul öÄŸrencisi arkadaÅŸlarla kompost yaptığımızda dörtte birinin kompost kutularını eve taşıdıklarını ve evlerinde, balkonlarında kompost yapmaya devam ettiklerini öÄŸreniyoruz. Çünkü artık biraz “çocukerkil” zamanlarda yaşıyoruz. Çocukların evdeki iktidar alanları geniÅŸledi. Dolayısıyla bu meseleleri alıp eve taşıyıp evdeki yaÅŸam biçimini dönüÅŸtürebiliyorlar. Özetle, bence bir ebeveynin ÅŸu duyguya girmemesi gerekiyor, çocuÄŸum bana bir ÅŸey sordu ve ben bilmiyorum ne yapacağım. Bu doÄŸal, bilmeyebilirsin. Etrafta çok fazla bilgi var, müsilaj hepimiz için yeni bir ÅŸey mesela. Merak varsa orada kapı açılıyor diye düÅŸünüyorum.

 

Ebeveyn Destek: Galiba bazen ebeveyni bu merak da yoruyor. GeçtiÄŸimiz ay okulsuzluÄŸu konuÅŸtuk, maalesef sorumluluÄŸu birine devretmeyi tercih edebiliyor ebeveyn. Biri çocuÄŸuma çevre eÄŸitimini aktarsın, biri bu konuda desteklesin gibi bir eÄŸilim de var.

 

Aytaç Timur: Ben burada maalesef demiyorum, tam da bu noktada Ivan Illıch’in söz ettiÄŸi “vernaculaire” kavramı devreye giriyor. Ebeveyn de öÄŸrenmek istemeyebilir, merak etmeyebilir. Ä°ÅŸte o noktada öÄŸrenci arkadaşı yönlendirebilir, ÅŸöyle bir sivil toplum örgütü var, buraya mail at ya da arkadaÅŸlarınla konuÅŸ, bilgisayardan araÅŸtır ve hatta yakındaki kütüphaneye git. Ebeveynin umrunda olmayabilir müsilaj, ilgilenmeyebilir de. Bu da o ebeveynin hakkı. Burada sorumluluÄŸu birine devretmek çok geniÅŸ bir kavram. Sorumluluk aslında herkesin.

 

Ebeveyn Destek. Ama galiba orada ebeveynin eÅŸlikçilik gibi bir sorumluluÄŸu da var. Belki çocuÄŸun geliÅŸen kapasitesiyle gittikçe azalan… Zaten belli bir yaÅŸa kadar ebeveynin iyi eÅŸlik ettiÄŸi bir çocuk 12-13 yaşında bunu kendi talep etmeyi alışkanlık hâline getirmiÅŸ olacak. Çünkü bu da bir pratik gerektiriyor.

 

Ekofobi ve çevre sorunlarını ötekileÅŸtirme konusuna yeniden dönmek istiyorum. Biliyoruz ki Amazon’daki yangın da ekosistemi etkiliyor. DiÄŸer yandan yetiÅŸkinlerde de ekofobi var bence. Dolayısıyla hem yetiÅŸkinin hem de çocuÄŸun doÄŸayla bağı -illa bir kriz olmadan- nasıl yeniden kurabilir ve güçlendirebilir?

 

Aytaç  Timur: Bunun bendeki yanıtı etkileÅŸime girerek... Ne demek etkileÅŸime girmek? ÖrneÄŸin, biz ÅŸimdi ilkokul öÄŸrencileriyle birlikte bir kitap hazırlıyoruz, Yarasaya Mektuplar isminde. Hatırlarsanız bir söylenti vardı… Bir Çinli gitmiÅŸ, yarasayı yemiÅŸ, oradan COVID bulaÅŸmış…  Bizim Bursa’dan bir öÄŸretmen arkadaşımız yarasanın aÄŸzından çocuklara bir mektup yazdı. Bu mektup farklı illerde öÄŸrenci arkadaÅŸlara ulaÅŸtırıldı. Bu öÄŸrenci arkadaÅŸlar da yarasaya cevap niyetine mektuplar yazdılar. Åžimdi bu mektuplar benim önümde. O mektupların editörlüÄŸünü yapıyorum. O mektuplarla öÄŸrenci arkadaÅŸların COVID’i kendi anlam dünyalarında nasıl kavramsallaÅŸtırdıkları ve çözüm önerileri önüme diziliyor. Burada bir grup Çin’i ve Çinlileri eleÅŸtirirken, bir grup bunu yetiÅŸkinler için yapıyor. Bir grup da yarasa yemekten hareket ederek koyun, inek yemek tarafına kadar bir veganlık tartışmasına kadar getiriyor zihnini. Burada öÄŸrenci arkadaÅŸların önüne ham malzemeyi koyup o malzemeyle -talep ettikleri sürece- haşır neÅŸir olmalarının önemli olduÄŸunu düÅŸünüyoruz. ÇocuÄŸun bir öÄŸrenme alanıyla merak ettiÄŸi sürece iliÅŸkilenebileceÄŸini düÅŸünüyoruz.

 

Ebeveyn Destek: O zaman çocuÄŸun da yetiÅŸkinin de doÄŸayla temas imkânlarını artırmak gerekiyor, doÄŸru mu?

 

Aytaç Timur: Benim kafam karışık o konuda, doÄŸa neresi? ÖrneÄŸin, bizim kentte kovanlarımız var, bahçeler yapıyoruz. Geçen ilkbaharda 850 tane bahçe yaptık. Nerede? Ä°stanbul’da apartman arkalarında... DoÄŸa kalkıp ormana gitmek mi? Bundan kuÅŸkuluyum. ÇocuÄŸun merkezden çevreye doÄŸru geniÅŸleyen bir algısı var. Öncelikle en yakın yer çocuÄŸun doÄŸası.

 

Ebeveyn Destek: Tam bu nedenle sordum. Penceremizden, balkonumuzdan da baktığımızda gördüÄŸümüz doÄŸayı fark etmek, bizden ötede deÄŸil, içinde yaÅŸadığımız bir ÅŸey olduÄŸunu fark etmek ve kabul etmek önemli diye düÅŸünüyorum. Daha konuÅŸulacak pek çok konu var ama sohbetimizin sonuna gelirken sizin eklemek istediÄŸiniz bir ÅŸey olur mu?

 

Aytaç Timur: Ekoloji ilgili meseleler; iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi, veganlık, genetiÄŸi deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ organizmalar, kent bahçeleri, plastik problemi, hayvan hakları, yangınlar olabilir… Bana kalırsa ekoloji ilgili bir meselede öÄŸrenci arkadaşın dürtmesini beklemek lazım. Önce o öÄŸrenme talebi, merak talebi gelmeli, yahut harekete geçme talebi… Bize okullardan ekoloji okuryazarlığı eÄŸitimi için davet geliyor. Biz kabul ediyoruz ama ÅŸunu söylüyoruz, sadece isteyen öÄŸrencilere, sadece talep eden öÄŸrencilere... Çünkü Yeni Ä°nsan Yayınevi’ne kalırsa öÄŸrenme böyle bir ÅŸey. O yüzden ebeveynler ÅŸöyle düÅŸünüyorsa, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi diye bir ÅŸey var, 15 yaşında bir kız öÄŸrenci eylem yapıyor, BirleÅŸmiÅŸ Milletler’de konuÅŸuyor, benim 15 yaşındaki evladım bununla hiç ilgilenmiyor... Onun merakları baÅŸkadır, olabilir. O yüzden iradeyi, iktidarı bu konularda öÄŸrenciye devretmek gerekiyor diye düÅŸünüyorum. 

​

Kitapla ilgili daha fazla bilgi için: https://yeniinsanyayinevi.com/kitaplarimiz/ekofobiyi-asmak/ 

bottom of page